Yazarlar
HAYVANCILIK PİYASASINDA GÜNDEMİ – ARALIK 2020

- AB çiğ süt fiyatları artmaya devam ediyor. AB’de çiğ sütün kilogramı 34,06 EURcent oldu.
- Çiğ süt fiyatları 2021 yılı Ocak ayından itibaren geçerli olmak üzere 2,80 TL/lt, destekleme tutarı da 0,30 TL/lt olarak güncellendi.
- Karkas Et Fiyatları Artışta
- 2020-2030 Yılları İçin AB Tarımsal Görünüm Raporu Yayımlandı
AVRUPA BİRLİĞİ’NDE ÇİĞ SÜT FİYATLARI ARTIYOR
Avrupa Birliği’nde çiğ inek sütü fiyatlarının Aralık 2019’dan itibaren devam eden düşüşü, Temmuz ayı ile birlikte yerini yükselişe bıraktı. AB çiğ süt fiyatları, Ekim ayında bir yıl öncesine göre %3,32 düşerek 34,06 EURcent/kg olarak gerçekleşti. Eylül ayına göre ise fiyat artışı %0,32 olarak gerçekleşti. Türkiye’de, çiğ süt referans fiyatı Ulusal Süt Konseyi tarafından 15 Kasım 2019’dan itibaren 2,30 TL/kg olarak belirlenmiş olup, değişiklik olmadığı takdirde 31.12.2020’ye kadar geçerli olacaktır.
(Kaynak: Avrupa Komisyonu Süt Piyasası)
KARKAS ET FİYATLARI ARTIŞTA
Pandemi sürecinde Ho-Re-Ca (Hotel-Restaurant-Cafe) sektöründeki salgın kısıtlamaları sebebiyle kırmızı et tüketiminde yaşanan daralma, karkas et fiyatlarının ülkemizde ilk vakanın görüldüğü Mart ayı seviyesinde seyretmesine neden olmuştu. Besicilik faaliyetinin ana girdisi olan yem fiyatlarında yaşanan yüksek artış neticesinde üreticiler maliyetinin altında hayvanlarını kestirmek zorunda kalıyordu.
Ocak ayından itibaren süt fiyatlarının destekleme tutarı ile birlikte 3.10 TL/lt olacağı açıklanmasının dişi hayvanların kesiminin önüne geçeceği beklentisi, Et ve Süt Kurumunun geçtiğimiz hafta kesim fiyatlarında 2 TL/kg artış yaparak 36 TL/kg olarak belirlemesi, kasaplık hayvan ihraç edileceği yönündeki piyasa beklentileri ile serbest piyasada karkas et fiyatlarında 1 TL’lik artış gözleniyor.
(Kaynak: TÜRKİYEM-BİR)
ÇİĞ SÜT FİYATI GÜNCELENDİ
Ulusal Süt Konseyi (USK), soğutulmuş çiğ sütün referans fiyatını 15.11.2019 ile 31.12.2020 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde 2,30 TL/lt olarak açıklamıştı. USK, 10.12.2020 tarihinde yaptığı açıklamayla soğutulmuş çiğ sütün referans fiyatının 1 Ocak 2021-30 Nisan 2021 tarihlerini kapsamak üzere 2.80 TL/lt olarak belirledi. Tarım ve Orman Bakanlığı da destekleme primi 2020 yılı Ekim, Kasım ve Aralık ayları ile 2021 yılı için Ocak, Şubat, Mart ve Nisan ayları içinde 0.30 TL/lt olarak açıkladı.
Süt hayvancılığında işletmeleri kara geçiren maliyet/fiyat dengesini sağlayan oran, sektörde süt/yem paritesi olarak adlandırılmaktadır. Ülkemizde çiftçiler 1 lt çiğ sütten elde ettikleri gelir ile 1,3 kg süt yemi alabildiklerinde üretim karlı ve sürdürülebilir olmaya başlamaktadır.
Yapılan çiğ süt fiyat artışı destekleme ödemeleriyle birlikte değerlendirildiğinde süt/yem paritesi 1,30’a yaklaşmışsa da, sektörün beklentisi destekleme ödemeleri hariç paritenin 1,30 olması yönündeydi.
(Kaynak: Ulusal Süt Konseyi)
ESK’NIN KÜÇÜKBAŞ HAYVAN ALIM FİYATLARI YENİ YILDA ARTMAYA DEVAM EDİYOR
Et ve Süt Kurumu, 7 Ocak 2021 günü itibariyle küçükbaş karkas alım fiyatlarını artırdı.
(Kaynak: Esk.gov.tr)
2020-2030 YILLARI İÇİN AB TARIMSAL GÖRÜNÜM RAPORU YAYIMLANDI
Avrupa Komisyonu, 10 yıllık süre zarfında tarım sektöründe gerçekleşmesi öngörülen konuları içeren AB Tarımsal Görünüm Raporunu 16 Aralık 2020 tarihinde yayımlandı. Raporda, önümüzdeki 10 yılda hem tarım sektöründe verimliliğin artırılması hem de çevrenin korunmasına yönelik daha iyi çalışma koşullarının sağlanması için dijitalleşmenin önem kazanacağı üzerinde duruldu.
2020 yılından 2030 yılına kadar geçecek sürede AB’de toplam tarım arazilerinin 0,5 milyon hektar azalarak 161 milyon hektar olacağı düşünülüyor. Orman alanlarının ise genişleyerek 161 milyon hektara ulaşacağı ve 2030 yılına kadar AB’nin tarım alanı kadar ormanlık alanı olacağı belirtiliyor. AB tahıl üretiminin 10 yıllık periyot içerisinde 278 milyon ton ile sabit kalacağı, ayçiçeği ve soya fasulyesi üretiminin artacağı ve şeker üretiminin 10 yıllık süre içerisinde istikrar kazanacağı ve şeker ihracatının arttırılmasının hedeflendiği belirtiliyor.
Ayrıca süt, süt ürünleri ve et sektörünün gıda tedarik zincirinde yaşanacak değişikliklere göre şekilleneceği, Dünya’ da yaşanan pandemi nedeniyle tüketicinin sağlık bilincinin ön plana çıkması ile meyve, sebze talebinde artış yaşanacağı öngörülüyor. Raporun sonuç bölümünde, Dünya’ da yaşanan Covid-19 salgının makroekonomik etkilerinin atlatılabilmesinde tarım sektörünün rolüne de vurgu yapılıyor.
(Kaynak: Avrupa Komisyonu)
Mehmet Öztürk
Mehmet Öztürk yazdı: Köye Dönüş Derneği

Geçen haftayı Orion’un düzenlediği İzmir Tarım Fuarı’nda geçirdim.
Çiftçilerle konuştum. Firmalara uğradım.
Agro TV’de canlı yayınlar yaptım.
Beni gören çok sayıda işletme sahibi stantta yanıma geldi, oturup çay kahve içtik.
Sohbet ettik.
Türkiye’nin en büyük ve modern hayvancılık işletmesi, meşhur Nusret’in etini tedarik eden Günaydın Çiftlik’in sahibi çok neşeli ve bilge insan İsmet Yalçın abi selam verdi, konuştuk.
İsmet abi, “Benim yaşım 69. Çok çalışıyorum ve en iyisini yapmak istiyorum. İnsanlar köye dönmeli, toprağa dönmeli. Bu ülkenin çalışmaya ve üretmeye ihtiyacı var” dedi.
Çiftliği Balıkesir Gönen’de Günaydın’ın.
Beni de uzun yıllardan beri takip ediyormuş TV programlarından.
“Gel bir de benim çiftliği gör” dedi.
İnşallah en yakın zamanda uğrayıp kameraya alacağım İsmet Abi’yi.
Biz sohbet ederken arkamızda ziraat mühendisi / programcı Mine Pekkanat canlı yayındaydı.
Konuklarından biri şöyle diyordu: ”Yaşım 70. Ama köye döneceğim ve arıcılık yapacağım.”
İstanbul’a dönerken TV ekibinden gençler de vardı. Teknik birimden. İki genç arkadaş, “Abi en büyük hayalim köye dönüp hayvancılık yapmak” dedi.
Ama küçük bir sorun vardı: “Eşleri istemiyordu.”
Aslında bu konu yıllardır konuşuluyor. Ben de 20 yıldan bu yana hep bunu savundum. 15 yıllık tarım televizyonları süresince her programda dile getirdim.
İstek var engel de var.
Sonunda ben köye döndüm.
Şimdi Trabzon Şalpazarı’nın en yüksek köyünde (şimdi maalesef mahalle) yaşıyorum. Ev ormanda tek başına.
100 tane Keçi.
200 kovan.
20 inek.
5-10 dönüm fındık.
Hepsi bu.
Konunun detaylarını ilerde yazarım.
Bu ve buna benzer hayaller çoklarında var.
Biz de toprak, hayvan ve doğa sevdalısı bir ekiple Köye Dönüş Derneği’ni kurduk.
Yıllardır hep konuşuyorduk .
Tam resmî hale gelecekken pandemi dernek genel kurullarını hep öteledi.
Ve nihayet 2021’in en uzun gününde 21 Haziran’da resmen ilk genel kurulu yaptık.
Bünyesinden veteriner hekim, gazeteci, iş adamları, ziraat mühendisleri, sanatçı ve çiftçilerin de yer aldığı Köye Dönüş Derneği’nin ilk başkanı olarak sağ olsunlar beni seçtiler.
Başkan yardımcımız da köye, köylüye, hayvana aşık, çok iyi bir PİAR’cı. Ankara oğlağı ve Gökçeada kuzusunu ülkeyle tanıştıran Koyun Keçi Dünyası portalının sahibi Melek Bulut.
Hayallerimiz, projelerimiz büyük.
Yapacak çok şeyimiz var.
“Büyük hedeflere küçük ve emin adımlarla ulaşılır” düsturuyla resmen yola koyulduk.
Bizimle yol yürümek isteyenlere kapımız ardına kadar açık.
Köye Dönüş Derneği hepimize hayırlı olsun. (Kuzeyekspres)
Mehmet Öztürk
“ARAPLARIN PETROLÜ VARSA BİZİM DE KOYUNUMUZ VAR”

“Arapların petrolü varsa bizim de koyunumuz var”
Bu cümleyi bir yere yazalım.
Hiç silmeyelim.
Hatta her gün görebileceğimiz yere asalım.
Okuyalım bi daha okuyalım.
Her platformda söyleyelim. Her birimizden bu cümlenin enerjisi fışkırsın ve gökyüzünde depolansın.
Sonra da yere insin.
Niye bu kadar önemsedim bu cümleyi. Ben söylesem üzerine gitmezdim. Ama cümleyi söyleyen kişi kritik bir yerde …
Karar verici.
İmza atıcı…
Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Gen. Müd. Yard. Burhan Demirok. 30 yılı aşkındır bakanlıkta. Geçenlerde ayaküstü sohbet ederken o söyledi:” Arapların petrolü varsa bizim de koyunumuz var.”
Çok hoşuma gitti.
Tarım Bakanlığı’nın tarıma ve hayvancılığa bakışı beni mutlu etmese de bu cümleyi sevdim. Burhan Bey kurban öncesi Arap ülkelerine ihraç olacak 90 bin koyunun imzasını atmış.
“Araplar bizden yaşlı ve kuyruklu koyun talep ediyor. Bu bizim için avantaj. Daha fazla satmamız gerekiyor“ diyor Burhan Demirok.
Belli ki talep var koyun yok.
Ya da “koyun yok” denilerek ihracatın artması engelleniyor.
Kendim de bir çoban olarak ve 15 yıldır çobanlarla program yapan biri olarak “koyun yok”a inanamıyorum.
Zaten genç hayvan vermiyorsun biiir;
Koyun sayısını arttırmak hiç de zor değil ikiii.
Dünyada küçükbaşa özel bir ilgi var üüüç.
Türkiye küçükbaş cenneti dööört.
Hükümet koyunun ayak basmadığı mera bırakmayacak şekilde proje hazırlayabilir. Hiç olmazsa “Arapların petrolü varsa bizim de koyunumuz var“ diyenleri dinleyebilir.
Hiç bir şey yapmazsa “çobanlara sigorta“ yaparak bir başlangıç yapabilir.
Devlet isterse yapar.
Tabii vatandaşın da aynı duyguyu paylaşması lazım ve tercihini koyundan yana kullanması lazım.
Bu arada özel sektörde koyunculuğa destek veren ilginç bir projeye tanık oldum.
Samsunspor eski başkanlarından önemli iş adamı ve siyasetçi İsmail Uyanık’ın iki çocuğu çok takdire şayan bir girişimde bulunmuşlar.
Nazlı ve İbrahim Uyanık Kardeşler özellikle Tokat ve Karadeniz illerinde meşhur “Karayaka koyunu”nu üreticiden alıyor ve dükkanlarında satıyor.
www.nebiyandoğal.com web sayfasından sunumunu yapıyor. Sözleşmeli üretim yaptırıyor ve parasını da hemen ödüyor.
İbrahim Uyanık genç bir girişimci. Çok da heyecanlı. “Biz sosyal sorumluluk örneği olarak yaylalarda otlayan ve dünyada en lezzetli ete sahip Karayaka koyunculuğunu destekliyoruz . Dedemizden miras kalan bu ırkın yaşatılması gerekir. Biz İstanbul , İzmir, Bodrum ve diğer dükkanlarımızda başta Karayaka kuzusu olmak üzere merada otlayan yerel sığırların etlerini de pazarlıyoruz” dedi.
İbrahim Bey sadece Karayaka değil her bölgeden koyunları da takip ediyor. İmroz koyunu (Gökçeada kuzusu) , Kıvırcık , Sakız… da ilgi alanında.
Asıl hedef ise “Anadolu kuzusu.”
Gerçekten de Anadolu’daki 80 ırka ait tüm kuzular muhteşem.
Tüketici de yönünü biraz koyuna keçiye çevirirse bu iş çığ gibi büyüyecek.
Bu konu benim de özel ilgi alanımda biliyorsunuz.
Bundan sonra da isteyen her kişi ve platformla küçükbaşa destek çalışması yapabiliriz .
Zaten yakında bu iş hızla gelişip büyüyecek.
Siz sadece kurbanda tercihinizi küçükbaştan yana yapmaya başlayın yeter. (Kuzeyekspress)
Mehmet Öztürk
SİYASİ PARTİLER ÇİFTÇİYİ HATIRLADI; AMA…

Tarım gazetecisi Mehmet Öztürk’ün Kuzey Ekspress gazetesindeki “Abi Nerdesin” köşesini sizler için paylaşıyoruz… SİYASİ PARTİLER ÇİFTÇİYİ HATIRLADI; AMA…
Çok zamandır televizyon izlemiyorum.
Haberlere hiç bakmıyorum.
Onlar da iki kutba ayrılmış durumda.
Haberlerin ana ekseni Tayyip Erdoğan ve diğerleri.
Horoz dövüşü yani.
Fakat 80 yaşına az kalmış eski siyasetçi ve çiftçi-köylü olan babamla kaldım uzun süre.
Hiç haber kaçırmıyor. Muhalefet etmeyi seviyor ve izliyor.
Kulağı az duyduğu için de sesi sonuna kadar açıyor.
İstemeden de kulak kabartmış oluyorum.
Bir ara TV 5’te Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu denk geldi, babam kanalları gezerken.
Genel Başkan video konferans yöntemiyle “çiftçi mitingi” adıyla çiftçilerin sorunlarını dinliyordu.
Canlı yayında Türkiye’nin değişik yerlerinden onlarca çiftçi konuştu.
Çiftçiler bildik sorunlarını aktardılar.
Çiftçilerin durumunu yakından bildiğim için asıl Temel Bey’in ne diyeceğini merak ettim.
Ve bu defa bekledim.
O da bu konuşmaları rapor haline getirip hükümete sunacaklarını söyledi özetle.
Öncelikle bir partinin dijital ortamda da olsa çiftçilerle olması ve canlı yayınlamasını önemsiyorum.
Hem TV 5 hem de bir parti sonunda tarımı hatırlamış.
Ama ben şunları da beklerdim:
-Temel Bey stüdyoda tek başınaydı. Yanında parti içinden tarımla ilgili (sorumlu) bir veya bir kaç kişi olsaydı sanki.
-Saadet Partisi hükümetin alt kolu değil, raporu sunmak için.
Zaten hükümet çiftçilerin neyi var neyi yok iyi biliyor. Sadece yapmıyor o kadar.
-İktidar adayı iddiasındaki bir parti çiftçilerin sorunlarını ve çözümlerini bu toplantı öncesi analiz eder, onların karşısına hazırlıklı çıkar.
– “Hükümet beceremiyor” kuru muhalefeti yerine “bizim iktidarımızda şunları yapacağız“ çözümü sunabilir.
Mesela en çok şikâyet girdi maliyetleri.
Saadet Partisi mazota nasıl bir çözüm öneriyor?
Gübre fiyatları için ne planlıyor?
Köylerin boşalmasının önüne geçmek için bir olanı var mı?
Çobanlara kız verilmesi için en azından onları “sigortalı” yapmayı düşünüyor mu?
Türkiye’nin hayvan ithal etmemesi için projesi nedir?
Daha sayabilirim.
Demem o ki genel başkana canlı yayın fikrini verenler bir iki gübreciyle, akaryakıtçıyla, tarım gazetecisiyle, tohumcuyla, çiftlik sahibiyle görüşüp çok güzel bu fikrin içini daha da doldurabilseydi keşke.
Oysa rahmetli Erbakan döneminde bırakın haftada bir basın toplantısı yapmayı sadece buğday fiyatları veya sadece kuraklık için üstelik de bir genel başkan yardımcısı çıkıp görüş bildirir öneride bulunurdu.
Bu durum elbette diğer partiler için de geçerli.
Kuraklık olmasa tarımı çiftçiyi hatırlayan yok nerdeyse.
Birkaç cümle -o da içi boş – o kadar.
Muhalif TV kanalları da her saat öldük bittik haberi veriyor. Ajans kameraları köylere gidiyor. (Muhabir de yok yanında) belli cümleyi kuranlar habere konu oluyor.
Bu kadar bilinçli olumsuz haber tarıma fayda mı verir zarar mı?
Ayrıca madem bu kadar çiftçiyi seviyorsunuz; neden kuraklıkla ilgili çözüm öneren uzman konuşturmuyorsunuz?
Neden kuraklıkta iş yapacak yeni nesil organik katkılı gübre üreten yerli firmaları davet etmiyorsunuz?
Neden çobanlara ve sigortaya destek vermiyorsunuz?
Suyun ve toprağın hafızası çok güçlüdür.
Kötü çirkin şeyleri aynen iade eder; severseniz o da ya şifa olur ya bol ürün verir.
Tarım çok canlı stüdyo ışıkları altında ahkam kesmekten çok öte bir şeydir.
Hadi mesela İsmail Küçükkaya bir sabah kuşağını 100 başlıklı bir işletmede sunsun.
Diğeri bir buğday tarlasında…
Bir diğeri meyve bahçesinde…
Öteki dağda çobanların yanında sunsunlar haberleri.
Velhasıl tarımı iyi konuşmazsak bindiğimiz dalın kesilmesi an meselesi.
Tarım bırakın siyaset malzemesi olmayı insanüstü bir konudur ve çok naziktir.
Yanlış anlaşılmasın bu görüşümden hükümetin politikalarını savunduğum anlamı çıkmaz.
Daha önceki yazılarımda “İstanbul danışmanları ve bazı bürokratlar Tayyip Erdoğan‘ın altını oyuyor (ya da oyulmasına göz yumuyor)” diyen de benim.
Hükümeti başka yazılarımda çokça ele alacağım.
Sonuç olarak, tarıma ait somut önerisi ve icraat paketi olmayan siyasiler boşuna konuşmuş olur.
-
Güncel2 sene önce
Ağıla giren köpekler onlarca küçükbaşı telef etti
-
Güncel9 ay önce
Çoban, trafik kazasına kurban gitti
-
Güncel2 sene önce
Merada bulduğu cismi eve getiren çoban canından oldu
-
Güncel1 sene önce
Isınmak isteyen yetiştirici canından oldu
-
Güncel1 sene önce
Genç çoban yem karma makinesinin içine düştü…
-
Güncel10 ay önce
İki çoban aile arasında kavga!
-
Güncel2 sene önce
Yine traktör kazası, yine ölüm!
-
Güncel1 sene önce
“Bayrama kesecek hayvan bulunmayacak”
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.